DİĞER
“Siyah Divan, toplu şiirler olarak bünyesindeki beş kitap ve şiirlere verdiği belirli bir şairanelik içeren düzenle, klasik 'Divan' kavramına Turgut Uyar’ınkinden bir nebze daha yakın duruyor. Yapaylık tehlikesine meydan okuyan bir sentetik yanı var bu şiirin.”
"Bazı şairler ya da şiir kitapları bir coğrafi terimle özdeşleşmeye temayül gösterebilirler, biz de bu temayülün izinden gidersek Kaygalak’ın müstakil bir Dağ ya da kendi sınırlarını çizme istidadında bir Kale’ye yakıştığını söylemek abes olmaz."
"Tanzimat’la beraber geldiğini kabul ettiğimiz heteronormatif ilişkilerin pratikte dışına çıkmayı başarabilmiş ve geç 19. yüzyılın iki queer şairi Çivizade Galip ve Mehmet Celal’in aşkları, yaşamları ve çarpıcı ölümleri..."
"Eserler kendi dönemleri ve şartları içinde ele alınmalılar. Bugünün gözlükleriyle dünü görmeye, daha da vahimi biçimlendirmeye çalışmak gerçekten cahilce ve bencilce… Sanki her şeyi en iyi biz biliyor, en iyi biz değerlendiriyoruz. İşte metinleri göz önüne sermeyi en çok bunun için gerekli görüyorum. Edebiyat tarihçisi en iyi yorumcu olamaz, hele her zaman hiç olamaz."
"Metin Bey’in potansiyelinin ne kadar zengin olduğunu biliyordum, ama tahminlerimin üstünde biriyle karşılaştım. Bir de beni şaşırtan ne oldu biliyor musun; bu kadar doğuştan yetenekli, bu kadar o yeteneğin üzerine çalışmasıyla ve bilgi birikimiyle kendisini donatmış bir insanın daha öfkeli olmasını beklerdim, burada, bu ülkede…"
"Ben sanki bütün sevdiğim şeyleri okudum, sonra oturdum yazdım gibi oldu. Tam anlamıyla rahatlama duygusuyla yazdım Armağan’ı. Artık hiçbir şeye yetişememe duygusu yaşamıyorum. Hayatımda hiç bu kadar rahata ve huzura erdiğim bir nokta olmadı."
Haziran ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Metin Erksan ruh emici, muhayyile öldürücü bir ortamda ne yazık ki çekmek istediği filmlerin, kafasındaki, gönlündeki projelerin çok azını hayata geçirebilmişti. On yıl önce kaybettiğimiz Erksan’ın, yapmaya imkân bulamadığı ve acılarını içine gömdüğü hayallerinden bazıları..."
Pandemide tiyatro salonları kapandı, ama sanatçılar salonsuz kalmadılar. Mahkeme salonlarında olanlardan bazıları: Metin Akpınar, Müjdat Gezen, Yılmaz Odabaşı, Ruhi Karadağ, Burak Aydoğduoğlu, Aydan Canbula, Levent Üzümcü, Ağaçkakan, İzinsiz, Mehmet Özer, Genco Erkal...
"Denemenin hoş ama boş şeylerden ibaret olduğuna dair yaygın önyargıyı kıran Türkçedeki sayılı denemeciden biridir Orhan Koçak. Eleştirmenliği bu vasfını bir parça gölgelemiştir diyebilir miyiz? Okurları üslubunun, dilinin, ironisinin ve mizahının kıymetini uzun zamandır bilir bilmesine, ama onu denemeci olarak da tescil etmek gerekir sanki – kendisinin bundan hazzedeceğini sanmasam da."
"Köy sadece iktisadi gelişme, kalkınma, yozlaşma, sömürü gibi konularda yazarların fikirlerini ortaya koyabilecekleri bir sahne işlevi görmez, başka iki konuda da edebiyatçılar için kullanışlıdır. Cinsellik ve halkla aydın arasındaki uçurum."
"Günümüzde sadece evlenmenin kurumsal/bürokratik yanının adıdır nikâh, ama kelimenin Arapçadaki asıl anlamı daha geniştir. Abdelwahab Bouhdiba’nın belirttiği gibi, nasıl İslâm’da nikâh (cariyelik kurumunu bir kenara koyarsak) cinsel ilişkiyi meşrulaştırmanın olmazsa olmazı ise, nikâhı meşrulaştıran da cinsel ilişkidir. Nikâhlı çiftin cinsel ilişkiye girmemesi, nikâhın geçersiz sayılması için yeterlidir, ve bu her iki eş için böyledir. Bu durumda 'nikâh' kelimesi yalnız bir hukukî muamele değildir, cinsel ilişki anlamına da gelir."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.